Ana içeriğe atla

Ahmet Ümit'in Hayatı




HAYATI
Gaziantep'e 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kilim tüccarı, annesi terzi idi. İlk öğreniminin ardından Gaziantep Atatürk Lisesi’ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu. Ülkücülerle aralarında çıkan bir kavgadan dolayı 24 arkadaşıyla birlikte Gaziantep dışına sürgün edildiği için liseyi Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde tamamladı.
1979’da Marmara Üniversitesi’nin Kamu Yönetimi bölümünde yükseköğrenimine başladı. Öğrencilik yıllarında tanışıp evlendiği Vildan Hanım ile evliliğinden Gül adında bir kızı oldu (1981). 1980 darbesinin ardından “profesyonel devrimci” olarak çalıştı. 1982’de düzenlenen “Anayasaya Hayır” kampanyasına katıldı. Duvarlara afiş yapıştırırken yakalanan arkadaşları için öykü şeklinde yazdığı rapor, takma adı olan "K. Yalçın" imzası ile önce Atılım Dergisi’nde sonra Prag’da 40 dilde yayın yapan Barış ve Sosyalizm Sorunları Dergisi’nde yer aldı. Yazarlığa adımnı bu rapor/öykü ile attı. 1983 yılında üniversite öğrenimini tamamladı.
Üyesi olduğu Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından 1985’te Moskova’ya gönderildi. 1985-1986 yılları arasında Moskova Sosyal Bilimler Akademisi'nde eğitim gördü. TKP tarafından komünistlik eğitimi almak için Rusya’ya gönderilen altı gencin başından geçenleri anlattığı "Kar Kokusu" (1989) adlı romanı, bu dönemde yaşandıklarından izler taşır. Moskova’da iken şiir yazmaya başladı. 1989’da aktif politikadan ayrıldı ve Sokağın Zulası adlı şiir kitabını yayımladı. Arkadaşı Ali Taygun ile bir reklam ajansı çalıştırmaya başladı.
1990 yılında bir grup edebiyat tutkunuyla birlikte Yine Hişt adlı kültür-sanat dergisini çıkardı. Şiir, öykü ve yazılarını Adam Sanat, Yine Hişt, Öküz ve Cumhuriyet Kitap dergileri ile Yeni Yüzyıl gazetesinde yayımladı.
1992 yılında yayınlanan ilk öykü kitabı "Çıplak Ayaklıydı Gece", aynı yıl Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü'nü aldı. Bu kitap Ahmet Ümit'i yazın dünyamıza tanıtan ilk kitap olma özelliğini de taşır.
Arkadaşı tiyatro yönetmeni Ali Taygun’un teşvikiyle polisiye yazmaya ağırlık veren Ahmet Ümit Kitaplarının tümünde var olan gerilim duygusu "Sis ve Gece"(1996) adlı polisiye romanında kendisini tümüyle dışa vurdu. "Sis ve Gece" Türkiye'de yankı uyandırdı tartışmalara yol açtı. Yunanistan'da yayımlanarak yabancı dile çevrilen ilk Türk polisiye yapıtı unvanını kazandı.
"Sis ve Gece"'yi "Kar Kokusu" (1998) adlı romanı, "Agatha’nın Anahtarı" (1999) adlı polisiye öykü kitabı takip etti. 2000den itibaren "Patasana" (2000), "Kukla" (2002), "Şeytan Ayrıntıda Gizlidir" (2002), "Beyoğlu Rapsodisi" (2003), "Aşk Köpekliktir" (2004), "Ninatta’nın Bileziği" (2006), "Kavim" (2006) adlı kitaplarını ardı ardına yayımladı. 2007’de "İnsan Ruhunun Haritası" adlı denemesi yayımlandı. 2008'da yayınlanan "Bab-ı Esrar"da Şems-i Tebrizi cinayetini konu edindi. İstanbul hakkında çok detaylı bilgiler de içeren "İstanbul Hatırası" adlı polisiye romanı Haziran 2010'da okuyucularla buluştu. Yazarın "Başkomiser Nevzat, Çiçekçinin Ölümü" (2005) adlı bir de çizgi romanı vardır.
Öykülerinden yola çıkılarak Uğur Yücel tarafından Karanlıkta Koşanlar ve Cevdet Mercan tarafından Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizileri yapılmış, "Sis ve Gece" adlı romanı 2007 yılında Turgut Yasalar tarafından sinemaya uyarlanmıştır.

ESERLERİ
* Sokağın Zulası (1989)
* Çıplak Ayaklıydı Gece (1992)
* Bir Ses Böler Geceyi (1994)
* Masal Masal İçinde (1995)
* Sis ve Gece (1996)
* Agatha'nın Anahtarı (1999)
* Kar Kokusu (1998)
* Patasana (2000)
* Şeytan Ayrıntıda Gizlidir (2002)
* Kukla (2002)
* Beyoğlu Rapsodisi (2003)
* Aşk Köpekliktir (2004)
* Başkomser Nevzat, Çiçekçinin Ölümü (2005)
* Kavim (2006)
* Ninatta'nın Bileziği (2006)
* İnsan Ruhunun Haritası (2007)
* Olmayan Ülke (2008)
* Bab-ı Esrar (2008)
* İstanbul Hatırası (2010)

Kaynak: Ahmet Ümit - Vikipedi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sabriye Şengül Kimdir?

Sabriye Şengül, 1988 yılında Trabzon'da dünyaya geldi. 2006 yılında boksla tanışan Sabriye Şengül'ün hayatı bu tarihten sonra değişti. Sabriye Şengül, 2006 yılında boksla tanıştı. Spor hayatına hentboll oynayarak başlayan Sabriye Şengül, tavsiye sonrasında kickboks'a yöneldi. Hayatında sporun önemli bir yer tuttuğunu belirten Sabriye Şengül'ün en öne çıkan özelliği ise hırslı bir kimliğe sahip olması. Verdiği röportajlarda her fırsatta sporun hayatındaki önemini anlatan Sabriye Şengül, spor hayatını şu sözlerle anlatıyor: “Önceleri hentbol oynuyordum. Hırslı, mücadeleci ve pes etmeyen bir yapım var. Antrenmanlarda ve maçlarda bu yapımdan dolayı sertleştiğim oldu. Hocalarım, ‘Sabriye hentbolcular bize lazım. Sen boks ile uğraş’ deyince neden olmasın dedim. Boksta ve Kickboskta 3 Türkiye şampiyonluğum var. Uluslararası boks şampiyonluğum ve K1 Dünya Karması şampiyonluğum bulunuyor.”   Sabriye'nin Anne ve Babası kavgalı   Survivor iletişim ödülünde ailesiyle karşıl...

Popho v3 Blogger Tema

Son popho düzenlememde temada Türkçe karakter ve resim kayması sorunu oluşmuş. Temayı tekrar düzenleme ihtiyacı hissettim ve biraz daha düzenli ve şık bir versiyon geliştirdim. Öyle aşırı bir değişiklik yok ama yinede iyileştirmeleri seveceğinizi düşünüyorum. Bu versiyonda; Menü kodlarını silindi ve daha şık bir menü eklendi. Sidebar başlıklarını değiştirildi. Başlıklara seo ayarı yapıldı, permanent link eklendi. Resmi paylaşım butonları aktifleştirildi. Breadcrumb eklendi. Önceki versiyonlarda bulunan gereksiz eklenti ve düzenlemeler kaldırıldı daha kullanışlı bir görünüm sağlandı.

4+4+4 Eğitim Sisteminin Getirdikleri!

Herkesin merak ettiği konuların başında 4+4+4 sistemi geliyor. 4+4+4 eğitim sisteminin neler getireceği konusunda kafalar hala karışık. 12 yıllık zorunlu eğitim getiren 4+4+4 sisteminde neler değişeceğini eğitimciler yorumladı. Sabancı Üniversitesi bünyesinde kurulan ve eğitim alanındaki çok sayıda STK'nın da üyesi olduğu Eğitim Reformu Girişimi (ERG), TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran, 4+4+4 olarak bilinen yasa ile ilgili kapsamlı bir araştırma yaptı. Habertürk gazetesinin haberine göre, Uluslararası karşılaştırmalar da yapılan Prof. Dr. Üstün Ergüder direktörlüğündeki ERG, araştırma sonuçlarını 18 soru-cevaplık bir deklarasyonla kamuoyuyla paylaştı. Yasa teklifinin eğitim ve çocuk gelişimi açısından ciddi riskler içerdiğine dikkat çekildiği görüldü. Yasa geçerse, 2012-2013 yılında ilköğretime başlayacak olan çocuk sayısının 2 milyonu aşacağı, artan öğrenci ve iş yükünün eğitimde kaliteyi düşüreceği ve üniversite kapısında yığılmanın tet...