Ana içeriğe atla

Eleştiri(Tenkit)


Eleştiri de temeli düşünce olan bir yazı türüdür. Eleştiride konu sınırlaması yoktur. Her şey eleştirinin konusu olabilir. Eleştiri , edebiyat, sanat veya düşünce yazılarının içeriğiyle bu içeriğin işlenişini, değerli ve değersiz yönlerini ortaya koyan bir yazı çeşididir. Diğer bir deyişle eleştiri; sanat, edebiyat, düşünce eserlerini hem öz hem yapı yönünden açıklayan, başarılı ve başarısız ya da değerli ve değersiz yönlerini gösteren, bunları örneklerle somutlaştırıp belirten yazı türüdür. Bir yapıtı değerlendirmek için yazılan yazılara eleştiri (tenkit) denir.Eleştiride eserin yada bu eseri meydana getiren sanatçının gerçek değerinin ortaya konulması amaçlanır.
Eleştirmen,bir sanat yapıtının gerçek değerini,içeriğini yapılışını,değerli ya da değersiz yönlerini ortaya koyar. Eleştirmecinin görevi güzellik yaratmak değil, aksine daha önceden yaratılmış güzelliği yargılamak ve onu okurlara tanıtmaktır. Eleştiriler; okura dönük eleştiri,topluma dönük eleştiri,sanatçıya dönük eleştiri,yapıta dönük eleştiri… olmak üzere kendi içinde bölümlere ayrılır.
Herhangi bir şahsı, bir yapıtı, bir konuyu doğru veya yanlışlarını göstererek anlatmak amacıyla yazılan kısa yazılardır. Hedeflenen öğeyi doğru ve yanlış yönleriyle tanıtmayı amaçlayabileceği gibi, bu öğenin doğru tanıtılmasını sağlamayı ve bir değerlendirmeyi de hedef alabilir. Edebiyat sorunlarını ve eserlerini konu alan inceleme, yorum ya da değerlendirme olarak da tanımlanabilir.

Türkiye’de Eleştiri

Tanzimat dönemi Romantikleri ŞinasiNamık KemalRecaizade EkremAbdülhak Hamid; Realistleri Samipaşazade Sezai, Beşir Fuad, Nabizade Nazım, Mizancı Murad’tır.

Serveti Fünun döneminde, Cenap Şahabettin intikad anlayışıyla tenkit eder. Halit ZiyaMehmet Rauf, Nabizade Nazım, Hüseyin Cahit dönemin eleştiricileridir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında eleştiri: Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’le başlar. İsmail Habip Sevük ve Ahmet Hamdi Tanpınar eleştiriyi edebiyat tarihi içinde ele alırlar. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin iki öznelci eleştirmendir.

Sistematik eleştirmenler: Asım Bezirci, Fethi Naci, Hüseyin Cöntürk bağımsız yöntemi geliştirdi.Sabahattin Eyüboğlu ile Vedat Günyol hümanist eleştirmenlerdir. Çağdaş eleştirmenler Mehmet Kaplan, Tahsin Yücel, Akşit Göktürk, Şara Sayın, Ünsal Oskay, Murat Belge, Orhan Burian, Tahir Alangu, Memet Fuat, Mehmet Doğan, Bedrettin Cömert, Enis Batur, Nihat Sami BanarlıCemil Meriç, Kenan Akyüz, Melih Cevdet, Konur Ertop, Orhan Şaik Gökyay, Alpay Kabacalı, Cevdet Kudret, Agah Sırrı, Berna Moran, Rauf Mutluay, Yaşar Nabi, Ahmet Oktay

Dünya edebiyatında Boielau, A. France, Türk edebiyatında ise Mehmet Kaplan, Nurullah Ataç, Cemil Meriç ve Hüseyin Cahit yalçın eleştiri türünün önemli temsilcileridir. Edebiyatımızdaki ilk eleştiri Namık Kemal’in Tahrib-i Harabat’ıdır.

Eleştirinin genel özellikleri nelerdir?

• Düşünsel plânla yazılır.
• Konu, yazının sonuna dek değerlendirilmesi yapılan esere bağlı kalmalıdır. Eser ile ilgili, değerli ve değersiz diye gösterilen yargılar, eserden alınacak örneklere dayandırılmalıdır.
• Yazar, yargılarında belirli ölçülere bağlı kalmalı, eleştirileri nesnel olmalı, “beğendim, hoşuma gitti”… gibi öznel değerlendirmelerden kaçınmalıdır. Bunun yanında eleştiri yazısını okutacak olan elbette eleştiri yazarının kendine özgü konuyu ele alış biçimi, kendine özgü yorumlayışı ve anlatımındaki üslûbudur.
• Eleştirisi yapılan eser, her yönüyle ele alınmalı, kendi türü içindeki bilimsel, sanatsal, toplumsal yere oturtulmalıdır. Alanındaki diğer çalışmalarla karşılaştırılarak bu türe kattıklarıyla, kendisinden beklendiği halde katamadıklarıyla ele alınmalıdır.
Bu da gösteriyor ki eleştiri yazarı, her konuda eleştiri yazısı yazamaz, sadece uzmanı olduğu alanda yazabilir. Eleştiri yazarının alan bilgisi, eleştirdiği çalışmayı yapanın alan bilgisi ile en azından aynı düzeyde olmalıdır.Anı Mektup Biyografi Günlük Roman Tiyatro

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sabriye Şengül Kimdir?

Sabriye Şengül, 1988 yılında Trabzon'da dünyaya geldi. 2006 yılında boksla tanışan Sabriye Şengül'ün hayatı bu tarihten sonra değişti. Sabriye Şengül, 2006 yılında boksla tanıştı. Spor hayatına hentboll oynayarak başlayan Sabriye Şengül, tavsiye sonrasında kickboks'a yöneldi. Hayatında sporun önemli bir yer tuttuğunu belirten Sabriye Şengül'ün en öne çıkan özelliği ise hırslı bir kimliğe sahip olması. Verdiği röportajlarda her fırsatta sporun hayatındaki önemini anlatan Sabriye Şengül, spor hayatını şu sözlerle anlatıyor: “Önceleri hentbol oynuyordum. Hırslı, mücadeleci ve pes etmeyen bir yapım var. Antrenmanlarda ve maçlarda bu yapımdan dolayı sertleştiğim oldu. Hocalarım, ‘Sabriye hentbolcular bize lazım. Sen boks ile uğraş’ deyince neden olmasın dedim. Boksta ve Kickboskta 3 Türkiye şampiyonluğum var. Uluslararası boks şampiyonluğum ve K1 Dünya Karması şampiyonluğum bulunuyor.”   Sabriye'nin Anne ve Babası kavgalı   Survivor iletişim ödülünde ailesiyle karşıl...

Popho v3 Blogger Tema

Son popho düzenlememde temada Türkçe karakter ve resim kayması sorunu oluşmuş. Temayı tekrar düzenleme ihtiyacı hissettim ve biraz daha düzenli ve şık bir versiyon geliştirdim. Öyle aşırı bir değişiklik yok ama yinede iyileştirmeleri seveceğinizi düşünüyorum. Bu versiyonda; Menü kodlarını silindi ve daha şık bir menü eklendi. Sidebar başlıklarını değiştirildi. Başlıklara seo ayarı yapıldı, permanent link eklendi. Resmi paylaşım butonları aktifleştirildi. Breadcrumb eklendi. Önceki versiyonlarda bulunan gereksiz eklenti ve düzenlemeler kaldırıldı daha kullanışlı bir görünüm sağlandı.

4+4+4 Eğitim Sisteminin Getirdikleri!

Herkesin merak ettiği konuların başında 4+4+4 sistemi geliyor. 4+4+4 eğitim sisteminin neler getireceği konusunda kafalar hala karışık. 12 yıllık zorunlu eğitim getiren 4+4+4 sisteminde neler değişeceğini eğitimciler yorumladı. Sabancı Üniversitesi bünyesinde kurulan ve eğitim alanındaki çok sayıda STK'nın da üyesi olduğu Eğitim Reformu Girişimi (ERG), TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran, 4+4+4 olarak bilinen yasa ile ilgili kapsamlı bir araştırma yaptı. Habertürk gazetesinin haberine göre, Uluslararası karşılaştırmalar da yapılan Prof. Dr. Üstün Ergüder direktörlüğündeki ERG, araştırma sonuçlarını 18 soru-cevaplık bir deklarasyonla kamuoyuyla paylaştı. Yasa teklifinin eğitim ve çocuk gelişimi açısından ciddi riskler içerdiğine dikkat çekildiği görüldü. Yasa geçerse, 2012-2013 yılında ilköğretime başlayacak olan çocuk sayısının 2 milyonu aşacağı, artan öğrenci ve iş yükünün eğitimde kaliteyi düşüreceği ve üniversite kapısında yığılmanın tet...