Ana içeriğe atla

4+4+4 Eğitim Sisteminin Getirdikleri!


Herkesin merak ettiği konuların başında 4+4+4 sistemi geliyor. 4+4+4 eğitim sisteminin neler getireceği konusunda kafalar hala karışık. 12 yıllık zorunlu eğitim getiren 4+4+4 sisteminde neler değişeceğini eğitimciler yorumladı.

Sabancı Üniversitesi bünyesinde kurulan ve eğitim alanındaki çok sayıda STK'nın da üyesi olduğu Eğitim Reformu Girişimi (ERG), TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran, 4+4+4 olarak bilinen yasa ile ilgili kapsamlı bir araştırma yaptı.

Habertürk gazetesinin haberine göre, Uluslararası karşılaştırmalar da yapılan Prof. Dr. Üstün Ergüder direktörlüğündeki ERG, araştırma sonuçlarını 18 soru-cevaplık bir deklarasyonla kamuoyuyla paylaştı. Yasa teklifinin eğitim ve çocuk gelişimi açısından ciddi riskler içerdiğine dikkat çekildiği görüldü.

Yasa geçerse, 2012-2013 yılında ilköğretime başlayacak olan çocuk sayısının 2 milyonu aşacağı, artan öğrenci ve iş yükünün eğitimde kaliteyi düşüreceği ve üniversite kapısında yığılmanın tetikleneceği uyarısı yapıldı. Ayrıca sistemin çocuklar ve öğretmen üzerinde baskı yaratacağı, din derslerinin seçiminin çocuklar arasında ayrımcılığı tetikleyeceği de belirtildi.

1. Kesintisiz temel eğitim ne demek?

* Kesintisiz temel eğitim, çocuklara en azından liseye başlayana kadar ortak bir öğretim programı ile eğitim sunulmasıdır. İrlanda dünyada 8 yıllık kesintisiz eğitim verilen tek ülke değil. ABD, İngiltere, Fransa vb. ülkelerde ilkokul ve ortaokul ayrımı var ama öğrenciler 16 yaşından önce eğitim programları arasında seçim yapmaz.

2. Yasa teklifi kademeler açısından ne yenilik getiriyor?

** Türkiye'de 5 ve 3 yıllık iki kademeden oluşan ilköğretim, çocukların gelişim özelliklerine uygun. Yeni yasa teklifiyle, 4'er yıllık kademelerle eğitime başlama yaşı geriye çekilirken, çocukların gelişim dönemlerine uyumsuz bir sistem yaratılıyor. Çocuk, işlemler dönemine geçmeden 5 yaşında ilkokula, soyut işlemler dönemine geçmeden 9 yaşında ortaokula ve 13 yaşında ortaöğretime başlıyor. 9 yaşından itibaren çocukları farklı programlara yönlendirebiliyor. Dünyadaki deneyimler bu yaşta farklı programlara ayrıştırmanın eşitsizliklere neden olabileceğini gösterdi.

3. İlköğretimde temel becerilerin edinilmesine ayrılan süre değişecek mi?

** İlkokul 1. sınıf 5 yaş grubuna göre yeniden tasarlanır ve ilk yıl müfredatı bu yaş grubuna göre uyarlanırsa ilkokul eğitimi fiilen 4 yıldan az olacak. Çocukların ortaokulda seçmeli dersler almaya başlamadan önce temel becerileri edinmek için daha az zamanı olacak. Ortaokuldaysa temel eğitim ve farklı programlar arasında kurulacak denge belirsiz.

4. Eğitim sisteminde yaş hesabı nasıl yapılır?

** Eğitim sisteminde yaş hesabı, bitirilen yıla göre yapılır. Örneğin, 60 ay yaşamış bir çocuk 5 yaşında, 72 ay yaşamış bir çocuk 6 yaşındadır.

5. Halen geçerli olan düzenlemede çocuklar ilköğretime kaç yaşında başlıyor?

** 6 yaşında... Örneğin 2005 doğumlu çocuklar, 6 yaşında, yani 2011-2012'de ilköğretime başladı. İlköğretim Kurumları Yönetmeliği gereği, belirli bir yılın başından sonuna dek 72 ayını dolduran çocukların tamamı aynı yıl okula başlıyor.

6. Yeni düzenlemeyle kaç yaşında ilköğretime başlanılması öngörüyor?

** Bakanlık, yeni düzenlemeyle birlikte, çocukların 60-72 ay aralığında, yani 5 yaşlarının içindeyken okula başlamalarını öngörüyor. Buna göre, 2012-2013 öğretim yılında 2006 doğumlu çocuklara ek olarak 2007 yılında Eylül'e kadar doğmuş çocuklar da ilköğretime başlayacak. Eylül 2012'de hem 2006'da hem de 2007'nin ilk dokuz ayında doğan çocukların okula başlamasıyla, okula başlayan çocuk sayısı 1,2 milyon yerine 2 milyona çıkar.

7. Çocukların kaç yaşında ve hangi hazırlıkla okula başlaması gerekir?

** Çocuklar gelişimsel olarak ilköğretime hazır olduklarında başlamalı. Bunun için okula başlamadan en az bir yıl okul öncesi eğitim önemli. 177 ülkede çocuklar okula 6 ya da 7 yaşında başlıyor. Bilimsel araştırmalara göre; 7-11 yaş somut işlemleri, 12 yaş üstü ise soyut işlemleri kavrayabiliyor. Türkiye'nin de aralarında yer aldığı 18 ülkede yapılan araştırmaya göre; çocuklar arasındaki öğrenme beceresi ülkemizde 10 yaşında daha yüksek iken 15 yaşına geldiğinde düşüyor.

8. Çocukların okula 5 yaşında başlaması ne sonuç doğurur?

** 5 yaşındaki çocukların birçoğu henüz ilkokula gitmeye hazır ya da okuma-yazma becerilerini edinebilecek durumda olmayabilir. Anaokuluna gitmeden ilköğretime başlayacak olan çocuklar, yeterli bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi sağlayamadan ilköğretimde sunulan becerileri edinememe riski var. Bu sayı artışı öğretmenler ve kademeler arası geçiş/sınav sistemleri üzerinde kalıcı bir baskı yaratabilir. Artan öğrenci sayısı nedeniyle ortaya çıkan sistemdeki bu şişkinlik üniversite kapılarına dek sürer ve tüm çocuklarımıza istediğimiz kalitede eğitim vermemiz riske girebilir.

9. Farklı türlerde ortaokullar mı olacak?

** Ortaokullar tek başına kurulabileceği gibi ilkokul ya da liselerle beraber de kurulabilecek. Çocuklar 9-13 yaşları arasında ortaokullarda farklı seçmeli dersler ve programlar alabilecek. Eğer çocuklar devam etmek istedikleri liseye göre ortaokul seçmeye yönlenirse, çocuklara erken yaşta yanlış seçimler yaptırılması riski doğabilir.

10. Ortaokula geçiş nasıl olacak?

** Şu an ortaokula nasıl bir geçiş ve bu süreçte nasıl bir seçme sistemi olacağı belirsiz.

11. Ortaokulda seçmeli dersler mi sunulacak?

** İlköğretim ikinci kademede seçmeli dersler mevcut sistemde de var; Örneğin Medya Okuryazarlığı, Düşünme Eğitimi vb. temel eğitimi ve yaşam becerileri edinimini destekleyecek seçmeli dersler sunuluyor. Yasa ile yapılan değişiklik, ortaokullarda seçmeli derslerin ortaöğretimi yani lise eğitimini destekleyecek şekilde oluşturulacağının ve öğrencilerin "yetenek, gelişim ve tercihlerine göre verileceğinin belirtilmesi. Teklif, ortaokullarda oluşturulacak program seçeneklerini MEB'in takdirine bırakıyor. Seçmeli ders ve programların ilişkisi ise belirsiz.

12. Ortaokulda sunulacak seçmeli derslere ve programlara ilişkin nelere dikkat edilmeli?

** İlköğretim, temel becerileri edinme çağı. Çocuklar toplumsal yaşama en iyi biçimde katılabilmek için Türkçe ve matematik becerileri kazanmalı, fen ve sosyal bilgiler edinmeli, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeli ve İngilizce öğrenmeli. Programlar temel eğitimin ağırlığını azaltarak mesleki ya da dini yönlendirme ve eğitime ağırlık verirse, çocukların temel becerileri edinmesi zorlaşır. Seçmeli dersler, "yetenek ve gelişimlerine" verilecek denmesine karşın henüz yetenekleri tam olarak şekillenmemiş ki bu durum tamamı olmasa da öğrencilerin çoğunluğu için geçerliöğrencilerin yanlış derslere yönlendirilme olasılıkları var 9-13 yaş çocuk gelişiminin henüz oturmadığı bir yaş aralığı. Özel gereksinimli ve risk altındaki çocuklar için de sakıncalar doğabilir.

13. Din derslerinin seçmeli dersler arasında olması ya din eğitimi ağırlık bir program olması çocukları nasıl etkiler?

** Çocuklar okul, aile veya akran baskısına maruz bırakabilir ve çocuklar arasında ayrımcılığa yol açabilir. Bu olumsuzlukları aşmanın bir yolu din eğitiminin "seçmeli" değil, "isteğe bağlı"
sunulmasıdır. Çocukların gelişimini önceliklendiren bir denge, okulda temel eğitim almaları ve müfredat dışı saatlerde, aileleri ve kendi talepleri doğrultusunda, yani isteğe bağlı din eğitimi almaları sağlanabilir.

14. Yeni düzenlemede zorunlu yapılmayan okul öncesi eğitim neden önemli?

** Bireyin yaşam boyu edineceği becerilerin temeli okul öncesi dönemde atılır. Gerekli becerileri edinerek okula hazır başlayan çocuklar okul ortamındaki beklentileri daha kolay karşılarlar. İlköğretime hazırlık kapsamında okumayı ve yazmayı öğrenmek ve matematiksel işlemleri yapabilmek için gerekli sözel ve sayısal becerilerin çocuklara kazandırılması ancak okul öncesi eğitimle gerçekleşir.

15. Okulöncesi eğitim ve ilköğretim arasında fark var mı? Varsa bunlar nelerdir?

** Evet; anaokulları ya da anasınıflarında öğrenim programları, öğretmenlerin aldıkları eğitim, fiziksel ortam ve kullanılan eğitim yöntemleri ve araçları ilköğretimden farklı. Okula başlama yaşı ne olursa olsun, tüm çocukların en az bir yıl okulöncesi eğitime devamı tavsiye ediliyor.

16. Türkiye'de 5 yaşındaki çocukların yüzde 65-70'i okul öncesi eğitime gidiyor. Zorunluluk gerekli mi?

** Okulöncesi eğitim, en çok, yoksul ve daha az eğitimli ailelerin çocukları için yararlı. Bu çocuklar okulöncesi eğitim aldıklarında daha iyi koşullara sahip ailelerin çocuklarının bilişsel becerilerine yetişiyorlar. Böylelikle ilköğretime eşit koşullarda başlama olasılıkları artıyor. Şu anda ailelerden ayda 50-200 TL arasında ücret alınıyor ve bu yoksul aileler için engel oluşturuyor. Zorunlu olursa bu ücret alınmaz ve herkes çocuklarını okulöncesi eğitime gönderebilir.

17. Okulöncesi eğitim zorunlu olursa köy ve mezrada yaşayan çocuklara ne olacak?

** MEB, UNICEF ve Avrupa Birliği desteğiyle 2009'dan bu yana yürüttülen 16.8 milyon Euro bütçeli, "Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi" özellikle dezavantajlı bölgelerde, farklı koşullara sahip ailelerin çocuklarının erişebileceği, alternatif okulöncesi eğitim modelleri oluşturmayı hedefliyor. Dolayısıyla taşımalı eğitim şart değil.

18. Dünyada okulöncesi eğitimi zorunlu kılan ülkeler var mıdır?

** Avrupa'da Polonya, Lüksemburg, Macaristan, Letonya, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Bulgaristan'da okulöncesi eğitim zorunlu.İsviçre'de kantonların yarısından çoğunda okul öncesi eğitim iki sene için zorunlu. Ayrıca Avrupa'da birçok ülkede okulöncesi eğitimde okullulaşma yüzde 90'ın üzerinde. Orta ve Güney Amerika'da Arjantin, Kolombiya, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Meksika, Panama, Peru, Uruguay ve Venezüella'da okulöncesi eğitim zorunlu. Batı Avustralya eyaleti de 2013'te zorunlu okulöncesi eğitime geçiyor.

4+4+4 Eğitim sistemi nedir? Ömer Dinçer anlattı

Ömer Dinçer 4+4+4 sistemini anlattı

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 4+4+4 sistemiyle ilgili merak edilen soruları açıklarken; okula başlama yaşının alt sınır 60, üst sınır 72 ay olarak öngörüldüğünü söyledi. Bakan Dinçer, ilköğretime erken başlayan çocuklar için ilk 4 yılın programının değiştirilerek yeni bir müfredatın yapılacağını söyledi.

Bakan Dinçer, 4+4+4 sistemiyle ilgili şunları söyledi:

"SORUNLARI ÇÖZMEYECEK"
Bu kanun, eğitim sisteminin sorunlarını çözen bir kanun değil sadece yapısal düzenleme yapan bir kanun. Bazı sorunlar bugünkü kanun çıkmasa da vardı, çıktığında da devam edecek.

YENİ GELENLERE YENİ SİSTEM
Yeni sisteme geçerken, bugün itibarıyla okullarda olan çocuklarımızın derslerinde herhangi bir program değişikliği yapılmayacak. Şu an okula devam eden çocuklar mevcut program neyse ona devam edecek. Geçiş sürecinde bir süre çifte müfredat uygulanacak. Bu yıl birinci sınıfa başlayanlar normalden bir yıl erken başlayacağından müfredat yeniden düzenlenecek.

"KÖY OKULLARI YENİDEN AÇILABİLİR"
Yeni sistem hayata geçmeden önce yerel düzeyde derslik belirleme çalışmalarının yapılması gerekiyor. İl Milli Eğitim müdürlerine talimat verdik. Taşımalı eğitim nedeniyle boşalan köy okulları var. Yeni sistemle yerel düzeyde ortaya çıkacak okul ihtiyacı göz önünde bulundurularak bunların yeniden açılıp açılmayacağı konusunda kararlarımızı vereceğiz.

ÜST LİMİT 72 AY
Okula başlama yaşı bir yaş erkene alınıyor. Şu anda okula başlamada 72 ay alt limittir, biz bunu üst limit haline getirdik. Okula başlamada alt limit ise 60 ay olacak. Böylece çocuklarımızın ömründen bir yıl kazanacağız. 0 48-60 ay aralığı da okul öncesi.

ALEVİLİK SEÇMELİ DERS OLABİLİR
Din dersinin verilmesi gerektiğine inanıyorum. Gerçek anlamda bir din dersinden bahsediyorsanız, çocukların kendi dinlerini ve inanışlarını öğrenebileceği bir bilginin verileceği ders anlaşılmalıdır. O yüzden de Müslüman çocuklar İslam'ı, Hıristiyanlar Hıristiyanlığı, Musevi çocukların Museviliği öğrenecekleri bir din dersi konulursa ancak bu isteğe bağlı olarak verilebilir. Alevilik de bunun içinde olabilir. Şu anki din dersi daha çok genel dini kavramların ve ahlaki kavramların öğretildiği, toplumsal sorumlulukların açılandığı bir değerler eğitimi mantığı üzerinde kurgulanabileceğini ve verilebileceğini düşünüyorum.

KÜRTÇE'YE HOCA BULURUZ
Kürtçenin seçmeli ders olması durumunda hoca ihtiyacını karşılayabiliriz.

HAFIZLIK EĞİTİMİ
Hafızlık eğitiminde bir takım yasaklar vardı. İlkokulu okurken Diyanet'teki bir kursa öğrenciler katılamıyordu. Okulöncesi döneminde bir dini eğitime katılamıyordu. Bir kanun düzenlemesi yapıldı ve yaz döneminde din eğitiminin önü açıldı.

Diyanet Başkanı Mehmet Görmez, 4+4+4 teklifi ile ilgili açıklama yaptı. Mehmet Görmez yaptığı açıklamada, din eğitiminin asla ayrışma konusu olmaması gerektiğini söyledi.

Mecliste gergin anların yaşansına neden olan 4+4+4 teklifi ile ilgili bir açıklamada Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan geldi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez konu ile ilgili açıklama yaptı.



Mehmet Görmez, 4+4+4 düzenlemesinin Meclis'teki görüşmeleri sırasında Kur'an-ı Kerim'in seçmeli ders olmasına yönelik önergenin kabul edildiğinin hatırlatılması üzerine, eğitim konusunun tüm toplumun geleceğini ilgilendiren bir konu olduğunu söyledi.


"KİMSE KUR'AN'IN ÖĞRETİLMESİNİN YANLIŞ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEZ"
"Din eğitimi konularının bir ayrışma konusu olmaktan çıkarılması lazım" diyen Görmez, din eğitimi konusunun, din ve inanç özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. Bu konudaki tartışmaları izlediğini anlatan Görmez, "Doğrudan hiçbir arkadaşımız Kur'anı Kerim'in kendisinin öğretilmesinin yanlış olduğunu ifade etmez. Kur'anın isteğe bağlı olarak hem yüzünü, hem anlamını öğrenme bakımından herkesin talebi olabilir" dedi.



4+4+4 eğitim sistemi nedir? 4+4+4 eğitim sistemi Meclis'ten geçti.4+4+4 eğitim sistemi nedir? 4+4+4 eğitim sistemi Meclis'ten geçti sondakika.4+4+4 eğitim sistemi nedir? 4+4+4 eğitim sistemi Meclis'ten geçti haberler.İşte 4+4+4 eğitim sistemi nedir? 4+4+4 eğitim sistemi Meclis'ten geçti...

Büyük tartışmalar yaratan 4+4+4 eğitim sistemi yasası Meclis'ten geçti. Milletvekilleri 4+4+4 eğitim sistemi yasa teklifini kabul etti.

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran 4+4+4 eğitim sistemi yasası Meclis'te kabul edildi.

12 yıllık zorunlu eğitim kanun teklifi TBMM Genel Kurulu'ndan geçti. Kanun yasallaştı.. Teklif 295 oyla kabul edilirken 91 de ret oyu kullanıldı..

Teklifin kabul edilmesi sonrasında Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kürsüye gelerek bir teşekkür konuşması yaptı.

12 yıllık zorunlu eğitim kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Teklif, Genel Kurul'dan 91 red oyuna karşı 295 kabul oyu ile yasalaştı.

Kamuoyunda “4 4 4” olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran kanun teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek, yasalaştı.

Genel Kurul'da 91 red, 1 çekimser oya karşın, 295 oyla kabul edilen kanuna göre, zorunlu ilköğretim çağı, 6-14 yaş yerine 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsayacak. Bu çağ, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlayıp, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda bitecek.

4+4+4 NELER GETİRECEK
İlköğretim; 4 yıllık zorunlu ilkokul ile 4 yıllık zorunlu ortaokuldan oluşacak.

8 yıllık okullarda, kesintisiz eğitim yapılan ilköğretim kurumları, artık ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar şeklinde kurulacak. Ancak ortaokullar, imkan ve şartlara göre ilkokul veya liselerle birlikte de kurulabilecek.

İlköğretimin, özel idare bütçelerinden yıllık gelirin en az yüzde 20'si oranında elde edilecek gelirleri; ortaöğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanması için de kullanılacak.

İlköğretim ve Eğitim Kanunu'nda yapılan bu değişiklikler, Milli Eğitim Kanunu'nda da yapılıyor.

İMAM-HATİP ORTAOKULLARI
İlköğretim kurumları tanımlanırken, “imam-hatip ortaokulları” da bu tanımda yer aldı. Buna göre, ilköğretim kurumları; 4 yıllık zorunlu ilkokullar, 4 yıllık zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkan veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşacak.

Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında; lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulacak. Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve “Hz. Peygamberimizin hayatı”, isteğe bağlı, seçmeli ders olarak okutulacak. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri, Bakanlıkça belirlenecek.

Ortaöğretim ise ilköğretime dayalı, 4 yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarını kapsayacak. Bu okulları bitirenlere, ortaöğretim diploması verilecek.

Zorunlu ortaöğretim, 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanacak. Bakanlar Kurulu, uygulamayı bir eğitim-öğretim yılı erteleyebilecek.

Kanunla, ilgili kanundaki “8 yıllık kesintisiz ilköğretim” ibaresi “ilköğretim ve ortaöğretim” şeklinde değiştiriliyor ve “8 yıllık kesintisiz” ibaresi çıkarılıyor.

Kanun, üniversiteye girişteki katsayı uygulamasına ilişkin düzenlemeler de içeriyor. Buna göre, yükseköğretim kurumlarına giriş ve yerleştirme işlemleri, imkan, fırsat eşitliğini sağlayacak önlemleri almak kaydıyla, YÖK tarafından belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak.

Yükseköğretim kurumlarına, esasları YÖK tarafından belirlenen merkezi sınavlarla girilecek. Yerleştirme puanlarının hesaplanmasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınacak. Ortaöğretim bitirme başarı notları en küçüğü 250, en büyüğü 500 olmak üzere ortaöğretim başarı puanına dönüştürülecek. Ortaöğretim başarı puanının yüzde 12'si, yerleştirme puanı hesaplanırken merkezi sınavdan alınan puana eklenecek.

Ortaöğretim kurumlarını birincilikle bitiren adaylar için mevcut kontenjanların yanı sıra YÖK kararı ile ayrı kontenjanlar belirlenebilecek.

Mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarından mezun olan öğrenciler, istedikleri takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya bunlara en yakın olan mesleki ve teknik önlisans yükseköğretim programlarına sınavsız olarak yerleştirilebilecek. Bu öğrencilerin yerleştirilmesine ilişkin usul ve esaslar, Milli Eğitim Bakanlığının görüşü üzerine YÖK tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

Önlisans mezunları için ilişkili lisans programlarında belirlenmiş kontenjanın yüzde 10'unu geçmeyecek şekilde YÖK kararı ile her yıl dikey geçiş kontenjanı ayrılabilecek.

Yabancı uyruklu öğrenciler ile ortaöğretimin tamamını yurtdışında tamamlayan öğrencilerin yükseköğretim kurumlarına kabul usul ve esasları YÖK tarafından belirlenecek. Uluslararası andlaşmalar gereği Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarında burslu olarak öğrenim görecek yabancı uyruklu öğrencilerin yerleştirme işlemleri YÖK tarafından yapılacak.

YÖK tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre, belli sanat ve spor dallarında üstün kabiliyetli olduğu tespit edilen öğrenciler ile TÜBİTAK tarafından tespit edilen uluslararası bilimsel yarışmalarda ödül kazanan öğrenciler, ilgili dallarda eğitim yapmak kaydıyla yükseköğretim kurumlarına yerleştirilebilecek.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bir mesleğe yönelik program uygulayan ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrenciler bakımından bu kurumların mezunlarının, YÖK tarafından belirlenen aynı meslek dalında yer alan yükseköğretim programlarına yerleşmelerinde, merkezi sınavlarda aldıkları puanlara ilave edilecek, ortaöğretim başarı puanı hesaplanmasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuat hükümleri uygulanacak.

ÜNİVERSİTELERİN ADLARI DEĞİŞİYOR
Yasayla, Rize Üniversitesi'nin adı “Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi”, Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi'nin adı “Abdullah Gül Üniversitesi”, Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adı “Bülent Ecevit Üniversitesi”, Konya Üniversitesinin adı da “Necmettin Erbakan Üniversitesi” şeklinde değiştiriliyor.

Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi Geliştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 2015 yılı sonuna kadar yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işleri Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayacak. Alımlara ilişkin usul ve esaslar, iki bakanlığın müşterek hazırlayacağı yönetmelikle rekabete açık şekilde düzenlenecek.

Yorumlar

özer dedi ki…
ben bu 4 4 4 sistemini oldukça gereksiz ve saçma buluyorum.
4.sınıfa giden bir çocuk değil meslek seçimi olarak artık süperman,heboy,batman falan seçer.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pes 2013'ün Özellikleri

PES 2013’ün yenilikleri üç temel etrafında şekilleniyor ve tüm yeni özellikler PES TamKontrol, Oyuncu Kimliği ve ProAktif YZ alanlarından birine giriyor. PES TamKontrol (PES FC): Daha önce hiçbir futbol oyunu oyunculara bu ölçüde bir kontrol seviyesi sunmadı: Mutlak Kontrol Özgürlüğü: Pro Evolution Soccer hareket özgürlüğü konseptini sunmuştu, PES 2013’teki yeni “PES FC” top kontrolü üzerine mutlak özgürlük sunarak bunu daha da ileri götürüyor. Dinamik Topla Buluşma Anları: PES 2013 topla buluştuğunuz anlarda kullanabilmeniz için yepyeni yollar sunuyor: topu durdurabilir, topu hafifçe kaldırıp karşınızdaki oyuncuyu geçerek koşabilir veya daha bir çok hareket yapabilirsiniz. Topla buluştuğunuz an çok büyük önem taşıdığından R2 düğmesi ile topu durdurabilecek, yerinde verilen bir pasın hızını kesip topu kontrol altına alabilecek veya topun ivmesini kullanarak savunma oyuncusunu geçebileceksiniz. Tamamen Manüel Şutlar ve Paslar: PES 2013 tamamen manüel paslar ve ilk kez tamamen man

Ahmet Ümit'in Hayatı

HAYATI Gaziantep'e 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kilim tüccarı, annesi terzi idi. İlk öğreniminin ardından Gaziantep Atatürk Lisesi’ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu. Ülkücülerle aralarında çıkan bir kavgadan dolayı 24 arkadaşıyla birlikte Gaziantep dışına sürgün edildiği için liseyi Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde tamamladı. 1979’da Marmara Üniversitesi’nin Kamu Yönetimi bölümünde yükseköğrenimine başladı. Öğrencilik yıllarında tanışıp evlendiği Vildan Hanım ile evliliğinden Gül adında bir kızı oldu (1981). 1980 darbesinin ardından “profesyonel devrimci” olarak çalıştı. 1982’de düzenlenen “Anayasaya Hayır” kampanyasına katıldı. Duvarlara afiş yapıştırırken yakalanan arkadaşları için öykü şeklinde yazdığı rapor, takma adı olan "K. Yalçın" imzası ile önce Atılım Dergisi’nde sonra Prag’da 40 dilde yayın yapan Barış ve Sosyalizm Sorunları Dergisi’nde yer aldı. Yazarlığa adımnı bu rapor/

Survivor Hasan Kimdir?

Survivor Hasan , gönüllülerin tanıtım videosundan " Issız bir adada yaşamak için herşeyi yapabilirim " diyerek ada yaşamına başlamıştı. Peki  Survivor gönüllüler  takımının en çok konuşulan ismi olan  Hasan kimdir ? Survivor Hasan Yalnızoğlu , 1974 yılında Üsküdar'da doğdu. İlk okulu burada tamamladı.  Survivor Hasan Yalnızoğlu  dansçı, sporcu ve oyuncu olarak birçok dalda kariyerini ilerletmektedir. 6 yaşında cimnastikle başlayıp aynı zamanda çok sevdiği futbolla da ilgilendi. Sonraki yıllarda yüzme sporunda başarılar kazandı. Ailesinin semt değişikliği yapması ve tesis yetersizliği sebebi ile çok sevdiği cimnastik ve yüzme sporundan uzak kaldı. Orta oğrenimini Pendik'te tamamladı. En yakın spor salonu Kung Fu branşında olduğu için çalışmalara burada devam etti. Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu ve Marmara Üniversitesi Yöneticilik mezunu. Spor kariyerinde birçok başarısı olan Yalnızoğlu, daha sonradan dans ve oyunculuk alanında da önemli ba